Esra’nın cesedini yatakta uyur pozisyonunda bırakıp gitmiş! Ümitcan Uygun hakkında müebbet hapis istendi

Esra Hankulu, Mamak ilçesi Akdere Mahallesi’nde yalnız yaşadığı evinde, geçen sene 5 Ağustos’ta ölü bulundu. Hankulu ile geceyi evde geçiren arkadaşları Dilan Civelek ve Furkan Gürgil ile kamuoyunda ‘Aleyna Çakır’ olarak aşina Sema Esen’in ölümüyle ilgili sürekli soruşturmada kararsız olan Ümitcan Uygun gözaltına alındı. Uygun, ‘mahsus öldürme’ suçundan tutuklanırken, Furkan Gürgil ile Dilan Civelek adli kontrol şartıyla özgür bırakıldı.

Adli Tıp raporunda künt kafa travması sonrası meydana gelen iç kanama sonucu hayatını kaybettiği belirlenen Esra’nın ölümüyle ilgili soruşturma kapsamında Ümitcan Yerinde hakkında ‘kendisini savunamayacak durumdaki kişiyi kasıtlı olarak öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, olay sonrası Hankulu’nun cep telefonunu sakladıkları iddia edilen Furkan Gürgil ve Dilan Civelek hakkında ise ‘suç delillerini gizlemek’ suçundan 5 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Savcı: Ümitcan Uygun, Esra'yı öldürüp yataktaki pozisyonunu verdi

CESEDE YATAKTA BULUNDUĞU POZİSYONU VERİP GİTMİŞ

Ankara 9’uncu Ağır Canice Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasında savunmalarını yapan sanıkların tamamı suçlamaları kabul etmedi. Mahkeme, davalı avukatlarının yeniden adli tıp kurumundan rapor alınması yönündeki taleplerini reddederek, toplanacak bunun dışında bir kanıt ve dinlenecek şahit kalmadığını bildirerek, savcıya mütalaası için laf verdi. Celse aralarında mütalaasını sunan savcı, Esra Hankulu’nun, 3 Ağustos 2021’de sanıkların tamamı evdeyken, künt kafa travmasına tabi iç kanama sonucu yaşamını yitirdiğini belirtti. Davalı Yerinde’un odada, Hankulu’nun yaşamsal bölgesi başına cebir uyguladığını, bu nedenle maktulün düşürülmesi ya da kafasının sert ve künt bir zemine çarptırılması sonucunda hayatını kaybettiğini, peşinde sanığın cesede yatakta bulunduğu pozisyonu vererek evden ayrıldığını belirtti.

“ÜMİTCAN TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ BELİRLENMİŞTİR”

Mütalaasında adli tıp raporlarına uyarı çeken savcı, Esra’nın ölümünden önceki 24 saat içinde beyin kanaması geçirdiğini, vefat olayının 01.00’den sonradan gerçekleştiğini, o süre içerisinde sanık Uygun’un evde bulunduğunu belirterek, “Sıhhat ekiplerinin müdahalesi sırasında maktulün çenesinin kitlendiği gözetildiğinde, olayın gece saatlerinde sanığın maktul ile birlikte aynı evde oldukları vakitte olduğu anlaşılmıştır. Alınan raporlardan ve sanıkların beyanlarından anlaşılacağı üzere vücuttaki darbelerden sonradan 1 saat içerisinde maktulün kustuğu ve şuurunun bozulduğu, bu şekilde maktül Hankulu’nun Ümitcan Uygun kadar öldürüldüğü belirlenmiştir.” ifadelerini kullandı.

Mütalaada, davalı Uygun’un Esra Hankulu’yu darbettiği açıklama edilerek, “Bu darbeler neticesiyle maktulün vücudunun çoğu yerinde bası, ekimoz ve sıyrık izleri oluştuğu anlaşılmaktadır. Bunlar maktulün kendini müdafaa etmek isterken meydana gelen izlerdir” denildi.

KASTEN ÖLDÜRME SUÇUNDAN CEZALANDIRILACAK

Sanık Yerinde’un Hankulu’nu uyku halinde öldürdüğüne ilişkin bir kanıt ve iddia olmadığı belirli mütalaada, maktulün başına aldığı darbe ile ölümü arasındaki nedensellik bağının adli tıp raporlarıyla da tespit edildiği kaydedildi. Kişinin olay sırasında alkollü olması ya da hap almasının tek başına ‘kendisini savunamayacak durumdaki kişiyi mahsus öldürme’ suçunu oluşturmadığı vurgulanarak, böylece sanığın ‘mahsus öldürme’ suçundan cezalandırılması gerektiği belirtildi.

Mütalaada, tutuksuz sanıklar Furkan Gürgil ve Dilan Civelik’in olaydan sonradan Yerinde’un telefonda, “Beni bu işe karıştırmayın” demesi üstüne polisteki ifadelerinde Yerinde’un adını vermedikleri aktarıldı. Her 2 sanığın da Hankulu’na ait telefonu sakladıkları ve polis ifadesinde Uygun’un ismini vermedikleri bu nedenle ‘suç delillerini gizlemek’ suçundan hüküm kurulması istenildi.

Read more

SMM Panel PDF Kitap indir