Koronavirüs Bilim Kurulu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığında toplandı. Bakan Koca, toplantının peşinde YouTube üzerinden açıklamalarda bulundu.
BİLİM KURULU’NDAN ÇIKAN SONUÇLARI PAYLAŞTI
Fazla yakında vaka sayılarının düşeceği müjdesini veren Bakan Koca, Bilim Kurulu toplantısında ele alınan konularda varılan sonuçları maddeler halinde paylaştı. Buna göre;
İkinci doz aşı ile üçüncü doz aşı arasındaki sürenin uzatılması antikor düzeyini düşürmekte, aşının koruyuculuğunu azaltmaktadır. Bilim Kurulu, zamanı gelen üçüncü doz aşıların aksatılmadan yapılmasını ısrarla önermektedir. Dünkü verilere göre, 2.807.716 kişi, yaptırması gereken üçüncü doz aşısını henüz yaptırmamıştı.2019 yılına göre 2020 yılında hayatını kaybeden gebe sayısında yaklaşık yüzde 52’lik bir artış var. Bu sene da seyir geçen yıla aynı sürüyor. Geçen yıla kıyasla yaklaşık yüzde 50 daha fazla anne adayını Covid-19 nedeniyle kaybettik. Daha önce yaptığımız çağrıya rağmen maalesef halen gebelerde aşılanma oranı epeyce düşük. Kayıplarımızın ardındaki en bariz sorun gebelerin aşılanma oranının düşük olması. Covid-19 sebebiyle kaybettiğimiz gebelerin yüzde 99’u aşısızdır. Bilim Kurulumuz bir kez daha anne adaylarımızı aşı olmaya ve aşılarını tamamlamaya davet ediyor.Aşının etkisini salgının seyrinde açık açık görebiliyoruz. Dikkat edecek olursanız haftalardır yüksek yeni vaka sayıları görüyoruz. Fakat önceki dönemlere kıyasla önemli bir ayrım var. Yeni olgu sayıları çabuk tırmanışlar biçiminde zirveler görmüyor. Jurnal olgu sayılarımızı bildiren grafikler az kalsın tepesi indirilmiş bir dağ gibi yatayda seyrediyor. Belki önemli düşüşler demin görmedik oysa dramatik ve ani yükselişler de görmüyoruz. İşte bunu sağlayan aşıdır.Aşı doğruca günlük vaka sayılarının denetleme edilemez şekilde artışı engellendi. Çok yakında günlük olgu sayılarının düştüğünü de göreceğimizi değerlendirdik. Bunu başarmanın yolu ise vakti gelen hatırlatma dozlarının yapılması ve topluca yüksek oranda aşılı olmaktır.Yerli aşımız Turkovac’ın süratli üretime geçmesi için gönüllülere ihtiyacı var. Hatırlatma dozunun zamanı gelen 18-59 yaş arası sağlıklı vatandaşlarımızı kendi aşımız, kendi gücümüz için gönüllü olmaya davet ediyorum.
Afiyet Bakanı Koca’nın konuşmasından öne çıkan ayrıntı şu şekilde;
“RÜMEYSA’NIN ÖLÜMÜ HEPİMİZİ SARSTI”
“Hepimizi içten etkileyen bir olay yaşadık. Dr. Rümeysa Neşe Saçan, mesleğine, bütün zorluklarına rağmen yan, hayatının baharında bir arkadaşımızdı. Geçtiğimiz Cumartesi günü kendisini bir Trafik kazasında kaybettik. Kaza dramatikti. Hepimizi sarstı. Olay, Ankara Büyük Kasaba Hastanesi’nde tahsis yapan bu gencecik hekimin nöbetini tamamlayıp, hastaneden ayrılmasından iki saat kadar sonradan, evine dönerken meydana geldi. Annesinin şöyle dediğini öğrendik: “Kahvaltıyı hazırlamıştım, onu bekliyorduk.” Bu acıyı bana en derinden hissettiren, anne yüreğinden gelen bu laf oldu. Rümeysa o kahvaltı sofrasına oturamadı. Dr. Rümeysalar basit yetişmiyor. Bir doktor binlerce insan arasından çıkıyor. Bir hekimin kaybı hepimiz için büyük kayıptır. Böylesine dramatik bir olayın içimizde yol açtığı duyguları kelimeler açıklama edemez. Sevgili Rümeysa’ya Allah’tan rahmet diliyorum. Ailesinin, ablasız bir hayatı hayal bile edemeyen kız kardeşinin, egzersiz arkadaşlarının başı sağ olsun. Sıhhat camiamızın başı sağ olsun. Dramatik olaylarda birtakım hatalı bilgilerin, amaç bile laf konusu olmadan, dürüst bilgilermiş gibi yayılması olağandır. Bir noktaya tarafsızlık getirmek, konuyu ele almak istiyorum.
HASTANEDE “36 SAAT NÖBET” İDDİASI
Bazı kliniklerde muavin hekimlerin 36 saat çalıştığı durumlar olduğu maalesef gerçektir. Dr. Rümeysa arkadaşımızın kazadan önce 36 saat çalıştığı şeklindeki bilgi ise yanlıştır. Arkadaşımız günlük mesainin ardından nöbet tutmuş, sabah hastaneden ayrılmıştır. Olay özelinde içten bilgi budur. Lakin bu data bizleri uzun çalışma saatleri gerçeğinden uzak tutmaz. Anında ayrıntıları ile belirtmek istiyorum ancak, biz değil 36 saat, 24 saate varan bir çalışma süresini de insani bulmuyoruz. Sağlık Bakanı olarak bu netlikte konuşmamın dayanağını açıklayacağım. Uzun mesailer, yoğun nöbetler muavin hekimlerimizin felakete uğramış olduğu eski bir sorundur. Bakanlığımızın başvuru ile ilgili yönetmeliği ise tartışmaya yer bırakmayacak dek açık. Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği’nin 11. Maddesinde şu kaide vardır: “Uzmanlık öğrencilerinin nöbet uygulaması üç günde pat diye daha sık olmayacak şekilde düzenlenir.”
“BİYOLOJİK KAPASİTEYİ ZORLAYACAK ÇALIŞMA SÜRELERİ KABUL EDİLEMEZ”
Yataklı Çare Kurumları İşletme Yönetmeliğinin 41. Maddesinde “Gece nöbeti tutanlara ertesi gün atama verilmez.” denmektedir. Bu madde ve devamında, başhekimler dinlenme süreleri konusunda hem hassas olmaya teşvik edilmektedir. Biyoloji Ile Ilgili kapasitemizi zorlayacak egzersiz süreleri kabul edilemez. Kaldı ama, hekimlik fakat uyuşuk bir zihin ve ruh haliyle icra edilebilecek bir meslektir. Arada en az iki gün olmadan tutulan nöbet, dinç bir kullanım olamaz. Lakin yönetmeliklere uymayan, dağıtılmış faktörlere dayalı uygulamalara gidilmektedir. Bunlara da değineceğim.
“TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”
36 saatin, 24 saatin ne seslenmek olduğunu muavin olduğum yıllardan ben de biliyorum. Benim hocalarım da benzer şekilde asistanlık yıllarında 24 saat, 36 saat ter dökmüşlerdi. Zamanla bu uygulamalara meslek disiplinin, hatta hekimlik özverisinin bir nesil eğitimi gözüyle de bakılır olmuş. İhtiyaçlar, mecburiyetlere yol açmış… 2021 yılındayız. Değişmesi gereken, yapılması gereken çok şey var. Ilk Önce adaletli uygulamanın takipçisi olacağız.
NÖBET DÜZENLEMESİ
Sevindirici bir gelişmeyi yeri gelmişken paylaşmalıyım: Birçok Tıp Fakültesi, nöbetlerin yönetmeliğe uygun bir şekilde düzenlenmesi için harekete geçti. Tıp Fakültelerinden bir kısmının kendiliğinden aldığı bu karar inanıyorum ancak yaygınlık kazanacak. Haftada ve ayda en çok kaç nöbet tutulacağı konusunda karar verici konumda olan başhekimler, hocalarımız, kıdemli uzmanlar benzer hassasiyeti gösterecekler. Mesleğimizde hocalarımıza ve kıdemlilerimize hürmet ahlak bir şarttır. Çünkü “tıp kitabı” okuyarak hekim olunmaz. Hekimlik, artist hekimlerin gözetiminde öğrenilir. Bu şart, doğal olarak bir alt üst ilişkisi oluşturur. Bu ilişkinin samimi bir ebat kazanabildiğini tecrübelerimizle biliyoruz. Alıştırma ortamının stresini eksilmek, alıştırma sürelerinde ise gençlerin enerjisini biraz da geleceğe saklamak bu samimi ilişkiye tabi.
Nöbetler konusunda karar vericileri zorlayan realiteler, mecburiyetler olduğunu kabul ediyorum. Vereceğim bilgiler de bunu kanıtlıyor:
Türkiye’de toplam hekim sayısı 185.840, toplam hemşire sayısı 232.548’dir. Hekimlerin 101.198’i Sıhhat Bakanlığına ast kurumlarda görevlidir. Toplam hekim sayısını ülke nüfusuna oranladığınızda bir hekime 457 birey düşmektedir. 457 sayısı on yıl dek önce 575’ti. Gelişme ne olursa olsun, bugün bir hekime 457 birey düşüyor olması çok ağır bir iş yükü demektir. Bakanlığım döneminde, uzman hekim ihtiyacını yerine getirmek amacıyla manâlı bir adım atılmış, uzmanlık eğitimine başlayan doktor sayısı 7.000’den 11.000’e çıkarılmıştır. Sayıyı artmak için kaliteli eğitim kliniklerinin sayısını artırma çabası içindeyiz. Hekim başına düşen kişi sayısını akla yatkın düzeylere indirmemiz, egzersiz sürelerini azaltmamız mesleğine girecek gençlerin önünü açmamıza da bağlıdır. Aile Hekimliği sisteminin güçlendirilmesi iyileştirme çabalarının bir parçasıdır.
SAĞLIKTA ŞİDDET
Şiddet, başta hekimler olmak üzere, sağlık durumu çalışanlarının hayati sorunlarından biridir. Bedensel veya sözlü atak dışında kalan kimi faktörlerin şiddetin soyut bileşenleri arasında yer aldığını ise son derece iyi biliyorum. Kabul edilemez bir takım olaylara karşın, halkımızın hekimlerine, tüm sıhhat çalışanlarına öteden beri duyageldiği saygıyı duyduğuna inanıyorum, arkadaşlarımın da bundan kuşkusu olmamalıdır. Sıhhat çalışanlarına, insani olmaktan ayrıntılarıyla uzak davranışları gösterenler, öteki ortamlarda da aynı yanlışların içinde olan kişilerdir. Bu kişilere aleyhinde, yasanın gücüyle birlikte toplumun desteğine de ihtiyacımız var. Sağlık Durumu çalışanına zorlama uygulayanı dahil etmemek, toplumun bir erdemi olacaktır. Salgın şartlarından uzaklaştıkça, fazla yönü olan iyileştirme için sağlam adımlar atacağız. Sağlık Durumu hizmetinden yararlanmanın ahlakını, usulünü, kuralını toplumca konuşacağız. Bu toplum bu ahlakı kendisi üretmiş, yüceltmiştir.
ATAMA VE ILAVE ÖDEME
Sıhhat çalışanları acil sorunlar yanına hesaplı sorunları her ne değin geri plana atmışsa da bu sorunlarla yakından ilgileniyorum. Hekimlerin özlük haklarını iyileştirme çalışmamızın kısa vakit kapsamında sonuçlanması için gayret ediyorum. Ek ödemenin çalışanlarımız aralarında hakkaniyetli bir şekilde dağılımını da sağlayacağız. Sabit ek ödemenin maaşa eklenmesini temin edeceğiz.
Görev bekleyen arkadaşlarımız var. Mesleğe adım atmak için sabır göstermenin zorluğunu anlıyorum. Beklentilerini ısrarla gündeme getirmelerini azimlerinin işareti kabul ediyorum. Milletimizin, devletimizin kendilerine ihtiyacı var. Atamaların mülakat olmadan puana kadar yapılmasını sağlayacağız. Fakat unutulmamalı, devlet, kararlarını bütün hazırlıklarını tamamlayarak sonuçlandırır. Arkadaşlarımız, atamaların, şartların hazır olduğu en erken tarihte yapılacağından belli olsunlar.”